Türkiye’de ve dünyada yükselen toplumsal cinsiyet karşıtlığını tartışmak için 13 Ekim’de “Batı Cephesinde Değişen Bir Şey Yok: ABD’de Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı” başlıklı etkinlik Aramızda Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Derneği’nin organizasyonuyla yapıldı. Etkinlikte ABD’de Ithaca Collge’de öğretim üyesi olan Sumru Atuk konuşmacıydı. Çevrimiçi etkinliğe Türkiye’nin farklı şehirlerinden 55 akademisyen ve lisansüstü öğrenci katıldı. Etkinlik kapsamında Atuk, kendi deneyimleri üzerinden ABD’de yükselen toplumsal cinsiyet karşıtı politikaları anlattı.
İlk olarak Trump’ın Ocak 2025’te yayınladığı “Kadınları toplumsal cinsiyet ideolojisi aşırılığından korumak ve federal hükümette biyolojik gerçekliği tekrar hakim kılmak” adlı kararnameye değinen Atuk, bu kararnamenin ABD’de çok büyük tedirginliğe yol açtığını belirtti. Bu kararname ile ABD’nin yalnızca “kadın” ve “erkek” olmak üzere iki cinsiyeti tanıyacağını belirten Atuk, özellikle trans, interseks ve non-binary akademisyenlerin doğrudan hedefte olduğuna dikkat çekti. Atuk, ayrıca toplumsal cinsiyet ile ilgili çalışmalara kaynak ayırmamayı öngören kararname ile akademik özerkliğin ortadan kaldırılmaya çalışıldığının altını çizdi.
Atuk’un değindiği ikinci konu yine Ocak 2025’te Trump tarafından okul seçimini teşvik etmek ve “Amerikan karşıtı” öğretimi sona erdirmek amacıyla yayınlanan kararnamenin yayınlanması oldu. Okul öncesinden lise sona kadarki öğretim dönemini hedef alan bu kararname ile bazı okulların artık federal devletten fon alamayacaklarını anlatan Atuk, bu kararname ile bir öğretmenin, öğrencinin kendi seçtiği ismi ya da zamiri kullanması durumunda cezalandırılacağını belirtti. Bu ideolojinin yüksek öğrenime de yansımasını kaçınılmaz olduğunu söyleyen Atuk, bu bağlamda feminist cadı avı dilinin yeniden canlandığına ve LGBTİ+ çalışmaların doğrudan hedef haline geldiğine dikkat çekti.
Şubat 2025’te “erkekleri kadın sporlarından uzak tutmak” amacıyla yayınlanan kararnameyle ilgili de konuşan Atuk, bu kararnameye uymayan Uluslararası Olimpiyat Komitesi gibi kurumlara da baskı yapıldığına dikkat çekti. Özellikle trans kadınları hedef alan bu kararnamenin anayasal meşruiyetinin çok tartışmalı olduğunun altını çizerek, hukuki süreç tamamlanıncaya kadar yürürlükte kalacak kararnamenin çok büyük bir zarara yol açtığını, tehdit algısına ve psikolojik şiddete neden olduğunu kaydetti.
Tüm bu toplumsal cinsiyet karşıtı politikaların ABD’de Trump ile başlamadığını belirten Atuk, ancak Trump ile birlikte hızlandığının altını çizdi. Trump’ın arkasında onu destekleyen muhafazakâr grupların varlığına da dikkat çekerek, otoriter rejimlerin hem bilgi üretimini hem de cinselliği kontrol etmeyi amaçladığını ve toplumsal cinsiyet çalışmanın tam da bu duruma meydan okuduğunu vurguladı.
ABD’de tüm eyaletlerde durumun aynı olmadığını da belirterek, Florida, Texas, California gibi eyaletlerde baskının biraz daha yoğun olduğunu, kendisinin görev yaptığı Ithaca College’de henüz o kadar olmamakla birlikte tüm kararnamelerin hem akademisyenlerin, hem öğrencilerin özel olarak da LGBTİ+’ların güvende hissetmemesine yol açtığını anlattı.
Otoriter rejimlerin baskılarının ancak birlikte hareket ederek, dayanışmayla üstesinden gelinebileceğini söyleyen Atuk, ABD’de yaşananların şaşkınlığı nedeniyle durumun anlaşılmaya çalışıldığı bir süreç olmasının yanı sıra koalisyon çağrılarının yükseldiği bir dönem yaşandığının altını çizdi.
