Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), aile içi şiddete uğrayan Nahide Akgün’ü (Opuz) erkek şiddetinden korumadığı ve ayrımcılık yaptığı gerekçesi ile 9 Haziran 2009 tarihinde Türkiye’yi mahkûm etti. Aile içi şiddetin özel yaşam kapsamından çıkarıldığı emsal niteliğindeki bu kararla ilk defa bir Avrupa ülkesi AİHM tarafından mahkûm edilmiş oldu.
Davada Nahide Opuz kendisinin ve annesinin resmi makamlar tarafından aile içi şiddete karşı korunmadığı için annesinin öldüğünü, kendisinin ise kötü muameleye maruz kaldığını iddia etmiştir. AİHM, dava neticesinde AİHS’nin 2., 3. ve 14. maddelerinin ihlal edildiğine karar vermiş ve Türkiye Nahide Opuz’a tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir.
Diyarbakır’da yaşayan Nahide Opuz, 1995 yılında Hüseyin Opuz ile evlenmiştir. Üç çocuğu olan çift evliliklerinin başından itibaren ciddi anlaşmazlıklar yaşamışlardır. Nisan 1995, Nisan 1996, Şubat 1998 ve Mart 1998 tarihlerinde Hüseyin Opuz’un, Nahide Opuz’a şiddet uyguladığına ilişkin polis kayıtları bulunmaktadır. Bu saldırılar sonunda annesine taşınan Nahide Opuz boşanma davası açmışsa da kocasının tehditleri ve eve dönmesi için gerçekleşen saldırıları nedeniyle davayı geri çekmek zorunda kalmış ancak Hüseyin Opuz’un şiddet fiilleri son bulmamıştır ve Opuz yeniden annesinin evine sığınmıştır. Mart 1998 tarihli kayıtlarda Hüseyin Opuz’un eşine bıçakla saldırdığı, Nahide Opuz ve annesinin üzerine arabasını sürdüğü ortaya çıkmış, muayene sonuçlarında kadınların bedenlerinde hayati tehlike doğuracak ciddi yaraların bulunduğu saptanmıştır. Hüseyin Opuz, öldürme tehditleri ve girişimleri nedeniyle iki defa tutuklanmış ancak serbest kalmıştır.
2001 yılında Nahide Opuz, Hüseyin Opuz tarafından yedi kez bıçaklanmıştır. Nisan 1998 ile Kasım 2001 tarihlerinde Nahide Opuz ve annesi, Hüseyin Opuz’un tehdit ve şiddet eylemleri nedeniyle hayatlarının tehlikede olduğunu, tutuklanmasını ve hakkında dava açılmasını istemişlerse de Hüseyin Opuz sorgulanmış, ifadesi alınmış ancak serbest bırakılmıştır.
11 Mart 2002 tarihinde Nahide Opuz ve annesi İzmir’e taşınmak için seyahat ettiği sırada Hüseyin Opuz ateşli silahla Nahide Opuz’un annesini öldürmüştür. Mart 2008’de Hüseyin Opuz cinayet sebebiyle yargılanmış ve temyiz yargılaması boyunca serbest bırakılmıştır. Hüseyin Opuz, “insan öldürme” ve “ruhsatsız silah bulundurma” suçlarından açılan ceza davasındaki ifadesinde, annesinin Nahide Opuz’u ahlaksız bir yaşam sürmeye ikna ettiği ve olay sırasında kendisine Nahide’yi satacağını söylediği için kontrolünü kaybettiğini, namusu ve çocukları için onu öldürdüğünü söylemiştir. Bu iddiası sonucunda Hüseyin Opuz Mart 2008’de ömür boyu hapis cezasına çarptırılsa da cezası “haksız tahrik ve iyi hal” indirimiyle 15 yıl 10 ay hapis ve 180 TL’ye düşürülmüştür; tutuklu yargılandığı süre ve hükmün temyiz edildiği göz önünde bulundurularak salıverilmiştir. Ancak Hüseyin Opuz’un Nisan 2008’de salıverilmesinin ardından Nahide Opuz, tekrar tehdit edilmeye başlandığı gerekçesiyle koruma talebinde bulunmuştur.
Hüseyin Opuz’un Nahide’ye ve annesine yönelik davranışlarına duyarsız kalan Türkiye polisi ve adli makamların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkı, kötü muamelenin önlenmesi, adil yargılama ve ayrımcılıkla ilgili maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle Nahide Opuz’un vekili Avukat Meral Danış Beştaş, Mayıs ve Kasım 2008’de AİHM’e başvuru yapmıştır. Başvuruda polis ve makamların duyarsızlığının, kadınların eşitsizliğinden ve erkek egemenliğinden kaynaklandığı vurgusu yapılmıştır. Mahkeme, Türkiye’nin erkek şiddetine maruz kalan bir kadını, savcılığa başvurduğu halde, kocasından koruyamayarak ayrımcılık yaptığına hükmetmiş ve Türkiye’yi 36 bin 500 Euro tazminata mahkûm etmiştir.
AİHM, Opuz kararıyla ilk kez kadına yönelik ev içi şiddet olayında, annesi ve Nahide Opuz’un toplumsal cinsiyetlerine dayalı olarak ayrımcılığa maruz bırakılmaları nedeniyle 3. maddenin ihlal edildiğine, Opuz’un maruz kaldığı şiddet, yaralanma ve ölüm tehditlerine karşı yetkililerin kayıtsız kalmalarının yarattığı acı ve korku nedeniyle 2. maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir. Ayrıca yine ilk kez Opuz kararıyla, 2. ve 3. maddeyle bağlantılı olarak, ayrımcılık yasağı ile kadına yönelik şiddet arasında uluslararası hukukça uzun süredir kurulmuş olan bağ, AİHM tarafından da tanınmış ve bir kadına yönelik şiddet davasında 14. maddenin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Opuz davasının en önemli sonuçlarından birisi kararın sadece Türkiye değil tüm Avrupa için yepyeni bir içtihat yaratmış olmasıdır. Karar, mahkemenin bağlı olduğu Avrupa Konseyi tarafından aile içi şiddete karşı hazırlanan Avrupa sözleşmesi için örnek oluşturucu niteliğiyle de önem taşımaktadır.
Kaynak
Esin Gürsel ve Fatih Düğmeci (2019) “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Önlenmesi Hususunda Devletin Yükümlülükleri ve Sorumluluğu”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 2, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/851958, [Erişim Tarihi, Haziran 2021].
Nisan Kuyucu (2009) “Opuz Kararının Uygulanması- İzleme Raporu”, http://www.aihmiz.org.tr/files/opuz_rapor.pdf, [Erişim Tarihi, Haziran 2021].
Filiz Karakuş (2021) “9 Haziran 2009: AİHM’den erkek şiddetine karşı tarihi karar: Nahide Opuz”, Çatlak Zemin, https://catlakzemin.com/9-haziran-2009-aihmden-erkek-siddetine-karsi-tarihi-karar-nahide-opuz/, [Erişim Tarihi, Haziran 2021].
Yazar
Demet Sayınta