Kürt kadınlarının Kürt ulusal hareketinden bağımsız bir biçimde örgütlenmesini savunan, Kürt kadınlarının ezilmişliğini ve cinsiyetçiliği ırkçılıkla bağlantılı olarak ele alan, ırkçılığa ve cinsiyetçiliğe karşı ilk Kürt feminist dergisi Roza, yayın hayatına 8 Mart 1996’da başlamış, dört yıl boyunca iki ayda bir 17 sayı yayımlamıştır. Roza dergisini Jujin, Jin u Jiyan ve 1998’de çıkmaya başlayan Yaşamda Özgür Kadın dergileri izlemiştir.
Roza dergisinde kadın sorunlarına odaklı ve kadın bakış açısını merkeze alan feminist bir anlayışla Kürt kadınlarının deneyimlerine odaklanılsa da güncel politik gelişmeler, namus, cinsellik, aile, şiddet gibi konulara da geniş biçimde yer verilmiştir. Kürt kadınlarının Kürt ulusal hareketinden bağımsız biçimde örgütlenmesi savunulurken Kürt hareketinin eril politik vizyonunun eleştirilmesinden de çekinilmemiştir.
11 Mart 1989’da İstanbul’da Dünya Kadınlar Günü’nde bir grup Kürt kadınının konuşma metni ve bazı dövizlerin tertip komitesi tarafından incelenmesi, yine aynı yıl 1. Kadın Kurultayı’nda Kürt kadınların kendi durumlarını anlattıkları tebliğe yönelik eleştiriler sonucunda Haziran 1990’da Kürt kadınları ‘Bağımsız Kürt Kadın Grubu’ adında yeni bir oluşumun içinde yer alırlar. Böylece ilk kez bu adla ve bağımsız içerikle bir kadın grubu kurulmuş olur. Grubun amacı Kürt kadınlarının cinsiyet ve ulusal kimliğe yönelik maruz kaldıkları baskılara karşı mücadele etmektir. Bu anlayışla üç yıl kadar faaliyetlerine devam eden grup dağılır. Bağımsız bir örgütlenme deneyimi yaşayan bu gruptan ayrılan kadınların bazıları dernek kurarken bazıları gruplar halinde kalır. Roza dergisi fikri de bu deneyimin içinde bulunan kadın grupları içinde ortaya çıkmıştır. Neticede Roza Kürt kimlikleriyle Türk feminist ortamında, feminist kimlikleriyle de Kürt politik ortamında dışlandığını hisseden bir grup Kürt kadını tarafından yayımlanmaya başlamıştır.
Derginin ortaya çıkışında iki Kürt kadının hikâyesi de etkili olmuştur. Mayıs 1993’te Elazığ’da yıllarca aile içi şiddete maruz kalan Cemile adında genç bir Kürt kadın, üç çocuğuyla birlikte Fırat nehrine atlayarak intihar etmiştir. Aynı yılın Haziran ayında ise Şükran Aydın isimli Kürt bir kadın Mardin Derik’te güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınmış ve cinsel saldırıya uğramıştır. Şükran Aydın bu olay sonrasında sessiz kalmamış, gözaltında tecavüze uğradığı iddiası ile dava açmış ve AİHM’de Türkiye aleyhine tazminat cezası verilmiştir. Ancak o yıllarda Kürt kadınların bu olayları duyuracak yayın organı bulamamaları Kürt kadınlarının kurtuluşu için birlikte hareket etme ihtiyacını doğurmuştur. Böylece Kürt kadınları kendi yayın organlarını oluşturmaya başlamışlardır.
Kaynak
Duygu Ceylan (2019) “1990’ların İkinci Yarısında Feminist Kadın Dergileri Arasındaki Görüş Farklılıkları”, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=D0jcOjqspwWFyTLW5O3BDw&no=dnCgPdR2oIYbeqF56qL-Og, [Erişim Tarihi, Haziran 2021].
Nagehan Tokdoğan (2013) “Kürt Kadınların Sesi: Bir Karşıt Kamusallık Pratiği Olarak Hêviya Jinê Dergisi” Fe Dergi Cilt 5, Sayı 2, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/46/1843/19410.pdf, [Erişim Tarihi, Haziran 2021].
Yeşim Dinçer (2021) “8 Mart 1996: İlk feminist Kürt kadın dergisi Roza çıktı”, Çatlak Zemin, https://catlakzemin.com/8-mart-1996-ilk-feminist-kurt-kadin-dergisi-roza-cikti/, [Erişim Tarihi, Haziran 2021].
Yazar
Demet Sayınta